24 Aralık 2012 Pazartesi

0 AREF GHAFOURİ 'RÖPORTAJ'



   Yetenek Sizsiniz’in aklımıza kazınan ismi Aref Ghafouri, sadece televizyonda gizemli numaralar sergileyen biri olmaktan çıktı, özel gösterilere başladı. HT Pazar'da Pınar Erbaş'a röportaj veren Aref ilginç açıklamalar yaptı. İşte o röportajdan bazı bölümler...

Aref’i kâh kendini asarken, kâh nabzını sıfırlarken, kâh etrafta masa sandalye ne bulduysa havaya kaldırırken izliyoruz. Kimdir, illüzyon dışında ne işlerle uğraşır, anne babası neler yapar, pek bilmiyorduk. Mesela ilk kez İstanbul’daki İran Konsolosluğu’nda burada yaşayan İranlılar için sahneye çıkmış...

İran’da mı doğup büyüdün?

Evet. 18’ime 3 gün kala Türkiye’ye geldim.

ODTÜ’de Endüstriyel Tasarım Bölümü’nü kazanmıştım. Ama 2’nci sınıfta dondurdum. İşler var, yetişemiyorum.

İllüzyona merak ne zaman başladı?

11 yaşında. Amcamla evde oturuyorduk. Canım çok sıkılıyordu. Amcam evdeki ampullerden birini aldı, kırdı ve gözümün önünde yemeye başladı.

Onun da canı çok sıkılmış!

Sonra birkaç kart numarası yaptı. Çok hoşuma gitti. Merak ettim. Kitaplar aldım, küçük numaralar öğrendim. Magic shoplardan oyunlar aldım. Sihir izlemek için şehre gelen sirklere gitmeye başladım.

Hangi şehir? Urmiye. Türkiye’ye yakın.

Seni bu işe bulaştıran sadece merak mı?

İlgi çekmek?

O da var tabii. Bir de illüzyon beyni açan, daha yaratıcı olmanızı sağlayan bir şey. Hem yapan hem de izleyip çözmeye çalışan için konuşuyorum.


‘İMKÂNSIZ DİYE BİR ŞEY YOK’

Biz niye izliyoruz, bizi çeken ne?

Size imkânsız görünen şeyin nasıl mümkün olabileceğini gözünüzle yakından görebiliyorsunuz.

Ve “Hiçbir şey imkânsız değil mi” diyoruz?

Öyle zaten. İmkânsız diye bir şey yok.

Örnek ver, en imkânsız ne yapabilirsin?

Boğaz’da, suyu yarıp içinden yürümek imkânsız ama yapılabilir.

Onu tarihte yapan var aslında. Hz. Musa...

Ya da sahneden kaybolup 10 saniye sonra Amerika’da ya da başka bir ülkede var olabilirsin. Hatta iki tarafta da aynı anda görebilirler seni. Işınlanmak gibi.

Bunları yapabilir misin?

Evet. Yakında göreceksiniz. Canlı yayın olacak. Buradan soru sorarsınız size Amerika’dan cevap veririm. Hatta belki oradan bir ünlüyü alıp buraya getiririm. Aref airlines..

Artık gelsin Roma’da kahvaltı, Paris’te akşam yemeği...

Başka da var. Sayısal loto tahminleri de yapmaya başladım.



‘LOTODA 3 HAFTA PEŞ PEŞE 5 TUTTURDUM’

Klasiktir ama soracağım; madem tahmin yapabiliyorsun neden rakamları tutturup zengin olmuyorsun?

Çalışmaya başladıktan sonra 3 hafta peş peşe 5 sayı tutturduğum oldu. İnşallah yakında 6’sı da olur.

Senin İçin, "Daha önce yapılmış gösterileri tekrarlıyor" diyorlar. Buna ne diyorsun?

Anonim birtakım oyunlar vardır. İskambil destesiyle bütün sihirbazlar gösteri yapar. Sen o konsepti alır kendi yorumunu katarsın. Nasıl ki müzikte do, re ,mi diye bir kök var. Birbirinin yanına istediğin gibi koyarak müzik yapıyorsun. İllüzyonu da böyle düşünmek lazım.

Gösterilerinin sırrını kime söylersin?

Bir sır yok.

İyi öyle olsun.

Senin için doğa üstü olan benim için her zaman doğaldır. Sahne üzerinde yapılamayacak hiçbir şey yok. Sadece yolunu bilmen lazım. Hemen herkeste iki ayak var ama kimse onlarla Ronaldinho gibi futbol oynayamıyor.

'İDAM GÖSTERİDE YAPINCA MI KORKUNÇ?'

Bir de dokuz kusurlu hareketler var tabii; Adam Asmaca oyunun yüzünden RTÜK kanala ceza verdi...



Bu çağda bazı ülkelerde idamın hala sürmesi kötü bir örnek değil, ama bunu sahnede gösteri olarak yaptığınızda korkunç. Orada ben kendimi astım diye "Siz de asın" gibi bir mesaj çıkmıyor. Misal, bir bıçakla adam da öldürebilirsiniz, ameliyatta kullanıp hayat da kurtarabilirsiniz. Hangi açıdan baktığınıza bağlı. Üstelik o hafta Muhteşem Yüzyıl'da da buna benzer bir idam sahnesi vardı. Bazı insanlar bir şeyler yutarak gösteri yapıyor. Bu daha tehlikeli değil mi, çocuklar hep bir şeyleri ağızlarına sokmaya çalışmazlar mı?

'İPTEN KURTULMAK İÇİN 10'DA BİR ŞANSIM VARDI'

Oyunda boynuna halat geçiridin. O an ne hissettin?

Kurtulmam için 10'da bir şansım vardı. Zaten o kadar şansızsam hayata devam etmeye gerek yok.

Ne alakası var?

İpi boyuna geçirmekte bir şey yok. Düşerken omurganız kırıldığı için ölüyorsunuz.

Annen nasıl izlemiş?

Onlar izlemedi. Gösteri bitmeden be yapacağımı söylemiyorum. Bittikten sonra arayıp "Hala yaşıyorum" diyorum.

"Oğlum yeter, yüreğim ağzıma geliyor" demiyor mu?

Söylüyor ama işim bu. Her anımı bununla yaşadığım için bırakmam mümkün değil. 24 saat aralıksız. Uyurken bile oyunlar tasarladığım oluyor.

Hiç vazgeçtiğin oldu mu?

Oldu. Başarısızlıktan değil. Aynı şeyleri yapmaktan sıkıldım. Bir ay ara verdim onda da.

Sosyal hayatın var mı?

Var ama kendi arkadaşlarım arasında. Dışarı çıkmayı sevmem. Evde ya da iş yerindeyim.


kaynak: acunn.com

0 yorum:

Yorum Gönder

Popular Posts

 

görmedikleriniz, duymadıklarınız... Copyright © 2011 - |- Template created by O Pregador - |- Powered by Blogger Templates